YAYINLAR

12 Şub 2018

KAVRAMSAL SANAT VE RENE MAGRİTTE ESERLERİNE FELSEFİ BAKIŞ




          Kavramsal sanatçılar bir resim veya heykel yapmak üzere yola koyulup bu amaca yönelik fikirler üretmek yerine geleneksel gereçlerin ve biçimlerin ötesinde düşünüp fikirlerini uygun malzemeler ile ifade etme amacı güderler. Kavramsal sanatta asıl amaç halkı derin bir felsefi düşünceyle  fikir üretmeye itmektir. Görselden ziyade fikir önemlidir. Görsellere herkes farklı açıdan bakıp fikir üretebileceğinden dolayı öznellik hakimdir,nesnellikten söz edilemez.
        
         Sanatın geleneksel özünü,sanatın bir iletişim aracı olduğu gerçeğini yakalayan ve sürrealist ressam olan René Magritte'nin bu yapıtı resimlerle sözcükleri bir araya getirdiği resimlerden biridir;                     
                             


          Magritte'nin ''sözcüklerin kullanılışı ve tual üzerine yağlı boya '' çalışmasında bir piponun altına ''bu bir pipo değildir '' sözcüklerini görüyoruz. Beklentilerimize göre bu sözcükler karşısında ya şaşırırız ya da onları hemen kabul ederiz.Bazıları fotoğrafa odaklanırken bazıları yazıya odaklanır. Fotoğrafa odaklananlar pipoyu hemen tanıyıp altında yazılana takılı kalmayacaklardır.Yazıya odaklananlar ise onun bir pipo olmadığını yalnızca tual üzerine sürülmüş bir yağlı boyadan ibaret olduğunu düşünür.Bu bir anlamda cebimizdeki pipodan daha gerçektir.Çünkü cebimizdeki pipo kirlenmiş, kırılmış, kullanılmış olduğunda tualde ki pipo daha gerçek bir pipodur. Fakat bu elbette içine tütün koyulup yakılacak bir pipo değildir,yalnızca tual üzerindeki bir boyadır

         Oysa platon'un idealar kuramında olduğu gibi bu dünya bir yanılsamadır,burada ki her şey asıl gerçekliğin bir kopyasıdır. Örneğin; ''klasik masa örneği masadan başkası kabul edilemez (!)☺'' dünyada çeşitli masalar vardır kimi tahta, kimi başka bir maddeden yapılma, kimi yuvarlak, kimi kare,kimi üç ayaklı,kimi dört... vb. fakat bu çeşitliliğe karşın biz hepsine masa deriz. Bunun nedeni hepsinin asıl gerçek masa formunun bu dünyadaki kopyaları olmalıdır. İşte her şeyin gerçeği demek olan ideası bir başka dünyadadır ve gerçek dünya bu dünyadır. Bizim bilgilerimiz bu dünyadan gelir daha sonra bunları tekrar ile hatırlarız. Ona göre hatırlama zaten var olan bir şeyi zihnimizde yeniden var etmektir.Bundan dolayıdır ki pipo dediğimiz nesnenin varlığını, kafamızdaki pipo kavramı belirler.

       
         Magritte'nin bir diğer çalışması olan;




      '' Bir çantanın altında gökyüzü, çakının altında kuş, yaprağın altında tablo, süngerin altında sünger sözcükleri vardır.''
Bu sonuncusu bizi öbürlerinden daha çok şaşırtır. Adlarla başlıklar konusunda düşünmeye yöneltir. Bu da bize tümeller problemini hatırlatır; problem genel kavramlarımızın dış gerçeklikte, genel varlıklara yani tümellere karşılık gelip gelmediği problemidir. Bu problem de temelde üç tavır alınmıştır; birincisi Platon'dan gelen realist görüş ya da kavram realizmidir. İkincisi Ockhamlı William tarafından savunulan nominalizm, üçüncüsü ise radikal realizm veya kavram realizminin sentezini yapan kavramcılıktır.


         Magritte'nin bu çalışması bizi Ockhamlı William tarafından savunulan  nominalizme yöneltir. Ona göre cins tür ayrımlarını gösteren bütün tikel ve tüm genel kolektif terimlerin yalnızca isimler, yapay ve keyfi simgeler onlara karşılık gelen şeyin nesnel ve gerçek bir varoluştan yoksun olduğunu öne sürer. Belki o saplı deri eşyanın adı gerçekten gökyüzü olmalı. Sözcükler kesinlikten uzak güvenilmez şeylerdir, ama biz gene de görüntülerden çok güveniriz sözcüklere. Bu arada görüntülerin de görsel gerçeklere yaklaşabileceğini kabul ederiz.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder